Bütün pazartesiler kahrolsun
Birazdan sabah olacak Bursa ovasında
Ezan sesleri dökülecek minarelerden
Morla yeşil fışkıracak Uludağ’ın eteklerinden
Sonra yeşil bir Cumartesi beni sana getirecek
Beni sana ellerim kelepçeli getirecek
Yıldızların en olmuşunu senin için koparacağım
Ak denizin sedeflerini getireceğim
Avuçlarımda pul pul
Omuzlarımda ebemkuşağı umutlar
Sana geleceğim
Sonra yalnızlığım başlayacak yapış yapış
Elimi attığım her şeyde seni bulamayacağım
Nabzının vuruşunu Kadifekale’den sayacağım
Oysa sen Urumeli Hisarında olacaksın
Boğazın mavilerinden bir demet yapacaksın tel tel
Ben kordon boyunda olacağım
Dut gibi sarhoş
Gelene geçene soracağım seni
Rıhtım taşlarına soracağım
Sonra on ikiye on kalka üç direkli
Zifir gibi kahır yüklü bir gemi
Beni kollarımdan tutacak
İstanbul’la seni kamarama kitleyeceğim
Cebelitarık’tan geçerken bir türkü tutturacağım
Gözyaşlarım ellerime
Ayak parmaklarıma damlayacak
Gene yeşil Cumartesiler düşecek hatırıma
Mutlu pazarlar
Pazartesilerin anasına avradına söveceğim…