Utangaç bir İstanbul sabahında
Yağmurlu ve çok erken
Elleri pencere demirlerinde erirken
Gözleri sularda
Bir çift sevdalı kumru olur da elleri
Nihavent üzere dem tutar.,
-hayırlı sabahlar Feride Hanım
-hayıra karşı komşu
İhsanımın babasını geçirdim de.
Dili varmaz da rahmi bey demeye
İhsanım’ın babası der
Yürek yangınına.
Rahmi bey yirmi ikisinde
Civan bir mülazımı evvel…
-sabah şerifler hayır olsun feride hanım.
-hayırlar cümlemize olsun komşu.
-hala bir haber çıkmadı mı Rahmi beyden?…
Bu senin hangi yüzün biliyorum
Karanlık ve kaypak!
Gün vurmuş minarelerine
Güneşler kırılıp parçalanmış sularında
Un ufak
Sorumsuz ve şıngırdak!
Öte yüzünü ne sen sor
Ne ben söyleyeyim
Öte yüzün ölüm kalım!…
-hayırlı akşamlar komşu
Aylardır çıkmadın pencereye
Kayıp haberi doğru mu Rahmi Beyin?
Hani rahmet müjdesiydi bulutlar
Hani hisar üstünde gelende?
Biliyorum bu senin hangi yüzün?
Bu nefes kimin
Sen İstanbulsun
Gözlerin İstanbul senin…
Günlerimin her sayfası gözlerinde tezhipli
Mor salkımlarla sürüyorsun evvel baharda
Erguvanlarla gülüyorsun.
Uzat ellerini cennetin balkonundan
Çaresizliğimi getirdim
Bir tutam efkar getirdim
İstanbul akşamlarından
Sen ilk gizli salkım
İlk akça suçum
İlk yasak meyvem
Sen İstanbulsun mülazımı evvelim
Gözlerin İstanbul senin…