Ekvator Serserisi

Panamada yüz yirmi sekizinci kilometre taşına
Adını tırnaklarımla kazıdım
Ayrık otları topluyordum
Rüzgâr altı adalarında
Ekmek ağaçları
Üzerime yıkılacak gibiydi
Öl desen ölecektim
Gel desen gelemem çocuk gülüşlüm
Bir ekvator gecesi başlıyordu gözlerimde
Sesini duymamak için kulaklarımı tıkıyordum
Minareler şehrinde bir yağmur başlamıştı
Zehir zemberek
Bir bir sönüyordu ışıkları gökyüzünün
Çamlıca kanlar içindeydi

Ağlıyordum…